E-Dergi SEKTÖRLER HABERLER ÜRÜN TANITIMLARI TEKNİK YAZILAR DOSYALAR RÖPORTAJLAR BAŞARI HİKAYELERİ UZMAN GÖRÜŞÜ YAZARLAR FUARLAR ETKİNLİKLER PROFİLLER Editörden Künye YAYIN KURULU ARŞİV ABONELİK İLETİŞİM
Prof. Dr. Mehmet ŞİŞMAN
Prof. Dr. Mehmet ŞİŞMAN
msisman@marmara.edu.tr
Dünya Ekonomisi’nde Teknolojik gelişmeler ve 2015’e Girerken “Yeni Eğilimler”

Kalıp Dünyası dergisinde konuk köşe yazarlığı önerisiyle sizlere merhaba deme olanağına kavuştum.  Öncelikle kendimi siz okurlara tanıtmak isterim. Bu benim ilk köşe yazarlığım, ama çeyrek yüzyılı biraz aşan akademik hayatım var. Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümünde İktisadi Gelişme ve Uluslararası İktisat kürsüsünde (Anabilim Dalı) öğretim üyesiyim. Dünya Ekonomisi, para, uluslararası para (currency, döviz), finans alanında çalışmalarım var. Umarım gelecek eleştirilerle gerçeği arama serüvenine katkıda bulunabiliriz. İlk yazı konumuzun ekonominin en can alıcı sorunu olmasını tercih ediyorum. Zira Dünya Ekonomisi’nin yeni bir kavşağa girdiğini ve burada türlü çatallanmalarla ilerlediğini gözlüyorum. 18. yüzyılın sonunda ilk buhar makinalı çalışan gemi, 19. Yüzyılın başında buharlı lokomotif İngiltere’de yapıldı, ancak 17. Yüzyılın sonunda 1679 yılında doğrudan tüketici için ilk faydalı uygulama Fransız fizikçi Denis Papin‘den düdüklü tencere üretiminden gelmişti (http://tr.wikipedia.org/wiki/Buhar_makinesi).Bu keşifler aslında hem  insan emeğinin demir filizinden yapılmış metallerle buluşmasını sağlayan ve hem de geniş ölçekli üretimin başlangıcı olarak birinci teknolojik devrim kabul edilir. Dünya Ekonomisi’nde Birinci Teknolojik Devrimi dünya çapında üretim ve ticaretin aracı haline getirerek verimlilik ilişkisine bakışı değiştiren Büyük Britanya (İngiltere) belirttiğimiz nedenlerle parası Sterlinle altın üzerinden para dolaşımı belirlemiştir. Bu egemenlik ilişkisi; Osmanlı İmparatorluğu’na 19. Yüzyılda askeri başarıların yetmediğini hatırlatarak, 1854 yılından itibaren ve 1881 Muharrem kararnamesinden sonra altın cinsinden borçlarını Sterlinle ödemeye başlamasından anlamak gerekmektedir. 19. Yüzyılın sonunda kimya ve elektrikli araçların geliştirilmesine yol açan İkinci Teknolojik Devrim de yine insanın doğayla ilişkisini belirleyen yeni bir kavşak olmuştur. 1950’li yıllardan itibaren geliştirilen Bilgisayar teknolojilerine dayalı Üçüncü Dijital teknoloji Devriminin içindeyiz. Son dönem cep telefonu ve internet teknolojileri yine bu Üçüncü teknolojik devrimin uzantısıdır. Bu aralar yeni bir teknolojik Devrim olması için; 1. Teknolojik Devrimin tarımda, ikinci teknolojik devrimin sanayide, üçüncü teknolojik devrimin Bilişim (iletişim ve bilgisayar teknolojilerinin birlikte kullanılmasından oluşmaktadır) alanında ve dijital ortam üzerinden hayatımıza getirdiği yeniliklerin üstüne çıkmak gerekmektedir. Özellikle dijital çağ her açıdan farklı niteliklere sahiptir. ABD Doları’nın günümüz de ana rezerv para olarak kullanılmasının en önemli nedenlerinden bir tanesi ikinci ve üçüncü teknolojik devrimlerdeki öncü konumudur. Ayrıca finans sektörünün ABD ekonomisindeki ağırlığının %25’lere ulaşarak en büyük sektör olması da günümüz dijital teknolojilerindeki gelişmelerle açıklanabilir. Doların dünyadaki anahtar para konumunun ne kadar gideceğine yine esas olarak en hızlı ve verimli üretim aracı geliştiren teknolojik yenilikler karar verecektir. Teknolojik gelişmeler üretim ilişkilerindeki çatallanmalarla bilimsel gelişmelerin üretime ve ticari zihniyete uyarlanması arasında kendisine bir yöntem kazandırdı. Bu bilimsel yöntem özgür düşünceyle ve bilime harcanan emek ve zamanla değer kazandı. Örneğin her ne kadar patronluk tasladığı için şikayet etsek de, dünya bilim insanlarının yarısının Amerika Birleşik Devletlerinde olduğunu ve bunun da bilim politikasının uzantısı olduğunu bilmek gerekiyor. Bununla beraber, siyaset hep bir orta yol bulmak durumunda kaldığından, bulunan bu orta yol her zaman kitleleri aynı oranda etkilemedi. İnsanın doğayla mücadelesi bilimsel faaliyeti ilerletirken bazı şeyler hep aynı kaldı: güç mücadelesi ve kısa vadeli düşünme hevesi bunlardan iki tanesidir. Güç mücadelesi insanlığın boş zaman artışı karşısında işsizlik ve yoksulluk yaratarak insanlığa zaman kaybettirmektedir. Kısa vadeli düşünme hevesi de gelecek kuşakların yaşamını zorlaştıracak eğilimler taşımaktadır. Örneğin kredi piyasalarının etkisiyle ihtiyaç dışı tüketim alışkanlıkları, insanları firmaları giderek borç batağına sürüklemektedir. Halbuki özgürlük ve bilimsel dayanışma teknolojik devrimlerin meyvesini bütün insanlığın (çokluk) yararlanacağı biçimde geliştirmenin önünü açacak yegane olanaklardır. Dünya Ekonomisinde kapitalizmin 1826’dan bu yana yaşadığı pek çok kriz aslında güç mücadelesi ve kısa vadeli düşünme hevesinin sonuçları oldu ve hep “çokluk” sorun yaşadı. 1873-1896 Uzun durgunluğuna benzetilen günümüz 2008 krizi sonrası gelişmeler de tarihten alınacak daha çok derslerin olduğunu kanıtlamaktadır. Çünkü nasıl ki 1. Teknolojik devrim insanlığın boş zamanını (tersinden bakarsak verimliliğini) arttırarak krizleri engelleyemediyse, 2. Teknolojik Devrim de aynı biçimde yaklaşık 30 sene sonraki 1929 krizini engelleyememiştir. 3. Teknolojik devrimin de yine 1970’lerden itibaren Dünya ekonomisindeki enflasyon ve işsizliğe kısa vadede çare üretemediğini bugün artık kesin olarak biliyoruz. Çünkü insanlığın karşılaştığı sorunlar teknolojik devrimlerin farklı biçimlerde yaşattığı eşitsiz üretim ilişkilerini yeniden gündeme getirmektedir. Doğayla ilişkimiz, çevre sorunlarını küresel ısınma boyutuna çıkararak, insanlığın hatta yeryüzünün geleceğini tehdit etmektedir. Ürettiğimiz metalar geliştikçe daha fazla mutlu olamamanın ortamlarını yaratıyoruz ki bu da “yabancılaşma” kavramıyla karşılanmaktadır. Dünya Ekonomisi insanların hayatta kalma sürelerini ortalama olarak artırıyor belki ama hala daha düşük yaşam beklentisine sahip insanlar var. Çocuk ölüm oranları (biraz düşmesine rağmen), çocuk işçiliği, kadın emeğinin kullanımı, gelir eşitsizliği, işsizlik ve terör hala en büyük sorunlar. Bu sorunlar sadece Türkiye’nin yapısal olarak bu teknolojik gelişmelere ayak uydurmasıyla değil, aynı zamanda dünyadaki özgürlük ve uzun vadeli düşünme anlayışını geliştirmesiyle mümkün. Dijital küreselleşme bize Guatemala kahvesini köşedeki kahveciden alma şansı sunarken, finansal küreselleşme sanayideki “karlılığı” insanlığı finansın gereksiz balonlarına kurban edebilmekte, onun büyük artık değerinin eşitsiz dağıtılmasında katkı sunabilmektedir. Öte yandan yeni makinaların hayatımıza getirdiği değişikliği işsizlik artışında kullanmakta, boş zamanı kendimizi tanımamızın bir yolu olarak da görmek bizim, yani insanlığın elinde gibi geliyor bana. Teknolojik devrimler, özgürlük düşüncesiyle beraber ilerlediğinde insanlığın mutluluğu sağlanabilir. Aksi takdirde doğanın kaynaklarını çarçur etmiş olmaz mıyız? Başta Rusya ve Suriye’deki jeopolitik gelişmeler olmak üzere, ABD ve AB’nin Transatlantik anlaşması görüşmeleri, Rusya ve Çin’in büyük çaplı enerji anlaşmaları, Suriye kaynaklı (Türkiye’yi de derinden etkileyen kriz) ve nihayet ABD ve Çin arasındaki pasifik egemenlik sorunu emareleri ekonomi politiği hareketlendirecek gelişmeler. Üstelik başta Çin ve Japonya olmak üzere ABD’nin 6 trilyon dolarla büyük tahvil ihracı alacaklısı (Türkiye’de ABD hazine tahviline 75 milyar dolar yatırdı. %10,6 işsizliğe rağmen dikkat çekici) olduğu düşünüldüğünde. Bundan sonraki aylarda mahşerin dört atlısı olarak bilinen ücret, meta fiyatlara, döviz kurları ve faiz oranlarının arkasındaki dinamiklere Dünya Ekonomisinin getirdiği “yenilikler” penceresinden bakabilmek dileğiyle, saygılar ve sevgiler sunarım.

Paylaş Tweet Paylaş
1504 kez okundu
SEKTÖREL HABERLER
Avrasya’nın Tek Kalite Kontrol Fuarı Kalite’24 Fuarı Geliyor!
09-12 Ekim 2024 tarihlerinde, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek olan "13. Kontrol, Otomotiv, Havacılık ve Uzay Teknolojileri Test Ekipmanları, Metroloji ve Endüstriyel Yazılım Fuarı" için hazır mısınız?& DEVAMI...
Alınan Karar İhracat Rekabetçiliğinin Korunması Açısından Kritik Öneme Sahip!
Otomotiv Sanayii Derneği, “Türkiye-Birleşik Krallık Serbest Ticaret Anlaşması Ortak Komitesi’nin, Elektrikli Araçların Menşe Kurallarına İlişkin Geçiş Süreci Uzatma Kararı”nı değerlendirdi.  &nbs DEVAMI...
Dünyanın Önde Gelen İhtisas Fuarları Wire 2024 ve Tube 2024 15 - 19 Nisan 2024 Tarihinde Kapılarını Açacak
İklim değişikliğinden kaynak kıtlığına, enerji geçişinden fiber optik yayılmaya kadar – çözüm bekleyen pek çok zorluk var. Bu çözümler sadece tel, kablo ve boru endüstrileri sayesinde DEVAMI...
Mitsubishi Electric Türkiye Robot Yatırımları Zirvesi’nde Yenilikçi Otomasyon Çözümlerini Paylaştı
Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri, 20-23 Aralık tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen Robot Yatırımları Zirvesi ve Sergisi’nde yenilikçi otomasyon sistemlerini tanı DEVAMI...
Türkiye’de Yüzey Doku Mühendisliğinde İlke İmza Atıyor
voestalpine High Performance Metal Türkiye, ülkemizdeki ilk ve tek çelik, ısıl işlem, desen ve PVD kaplama sağlayıcısı konumunu her geçen gün güçlendiriyor. Şirket, Eschmann Textures markasıyla Tü DEVAMI...
Plastik Sektörü Geri Dönüşümde Küresel Güç Olmayı Hedefliyor
Doğrudan ve dolaylı 15 milyar dolarlık ihracatla, Türkiye’nin en fazla ihracat yapan sanayi kollarından biri olan plastik sektörü, geri dönüşümdeki pazar payını artırmayı hedefliyor. Geri dönüş&uu DEVAMI...
Makine İhracatı 2023’te Yüzde 11 Artışla 28 Milyar Doları Aştı
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından açıklanan konsolide verilere göre, 2023 yılı sonunda Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 28,1 milyar dolar oldu. Dünya makine i DEVAMI...
EFSİAD Genel Üye Toplantısını Gerçekleştirdi
5 Ocak 2024 tarihinde Crowne Plaza Oteli Kurtköy Pendik-İstanbul ‘da yoğun üye katılımıyla EFSİAD bir araya geldi. “Geleceğin yakıtı hidrojen ve Endüstriyel fırınlarda Kullanımı” konusunda Kanada’da yaşa DEVAMI...
Vega Makina’dan Yerli İmalat İçin 100 Milyon TL’lik Tesis Yatırımı Atağı
Tüm sektörlerde yer alan sanayi kuruluşlarına kaynak teknolojileri konusunda hizmet veren Vega Makina, yerli üretim hedefleri doğrultusunda 100 milyon TL yatırımla ilk tesisini kurmak için çalışmalara başladı. 2023 DEVAMI...
TOS+H Expo 2024 – 5. Türk İş Güvenliği ve Sağlığı İhtisas Fuarı – „İstanbul Sanayi Odası“ ile Başarılı İşbirliği Devam Ediyor
Başarılı geçen TOS+H Expo 2022’nin ardından Messe Düsseldorf ile yerel ortakları Tezulaş Fuar ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) başarıya giden yolda ilerlemeye devam ediyor.     TOS+H Expo, 2 – 4 Mayıs 2024 ta DEVAMI...
En Çok Okunanlar Son Eklenenler
YAYIN AKIŞI
FACEBOOK
TWITTER
INSTAGRAM