4 Nisan 2019 tarihinde Radisson Blu Bosphorus Hotel’ de düzenlenen toplantıya Türkiye temsilcisi Tezulaş fuarcılıktan Demet Tezulaş, Messe Düsseldorf Ceo’su Werner Dornscheidt ve K 2019 Fuarı Katılımcılar Danışma Kurulu Başkanı Sayın Ulrich Reifenhäuser katıldı.
1952 yılından itibaren 3 yılda bir Düsseldorf’ta düzenlenmekte olan K Fuarı plastik ve kauçuk ihtisas fuarları arasında ayrı bir konuma sahip bulunuyor.
PlasticsEurope verilerine göre 2017 yılında Avrupa’da plastik tüketiminde ilk sırayı alan sektör % 39,7 ile ambalaj sanayi oldu. İkinci sırayı % 19,8 ile inşaat sektörü, üçüncü sırayı ise % 10,1 ile otomotiv sanayi aldı. Bunları elektrik ve elektronik sanayi, tüketim ürünleri, ev gereçleri ve spor malzemeleri ile tarım, mobilya, sanayi, tıp, ev aletleri üretimi sektörleri izledi.
Messe Düsseldorf Ceo’su Werner Dornscheidt fuar ile ilgili bilgiler verdi. K 2019 Fuarı Katılımcılar Danışma Kurulu Başkanı Ulrich Reifenhäuser, uluslararası plastik ve kauçuk sektörleriyle ilgili güncel bilgi verdi.
K 2019 Düsseldorf – İnovasyonun itici gücünü oluşturan yeni teknolojiler
Plastik ve kauçuk sanayinde faaliyet gösteren 3.000’i aşkın firma daha üretken ve sorumluluk bilinci yüksek bir gelecek için geliştirdikleri ürün ve çözümleri tanıtıyor.
K-Düsseldorf Fuarı 68 yıldan beri plastik ve kauçuk sanayinin dünyadaki en önemli buluşma noktasını oluşturuyor. Dünyanın farklı kıtalarından gelen katılımcı firmalar ve ihtisas ziyaretçileri bu dinamik ve yenilikçi sanayi sektöründeki en yeni gelişmeleri canlı olarak izleyebilmek için her üç yılda bir Düsseldorf kentinde buluşuyor ve K etkinliğinin kendilerine sunduğu olanakları değerlendiriyor: Nitekim K Fuarı inovasyon ve geleceğe yönelik gelişmeler açısından vazgeçilmez bir buluşma noktası ve eşsiz bir enformasyon ve iletişim platformu niteliği taşıyor. Yenilikçi ürün, çözüm ve eğilimlerin bu denli kapsamlı bir şekilde tanıtıldığı ve uluslararası boyutta kıyaslama ve uzmanlarla tartışma olanağı sunulduğu başka hiçbir etkinlik bulunmuyor. K Düsseldorf dışında hiçbir sektörel etkinlikte bu kadar çok yeni ürün tanıtımını bir arada görebilme olanağı sunulmuyor. K Düsseldorf dünya genelinde tüm diğer etkinliklerden çok daha farklı bir düzeye ulaşmış bulunuyor.
K 2019: Sektörün geleceği burada başlıyor
K 2019 sanayi sektörü tarafından heyecanla bekleniyor. Fuarda hangi teknolojik gelişmeler tanıtılacak? Plastik ve kauçuk sanayi kuruluşlarının fuarda tanıtacakları çok sayıda yenilikçi ürünle sektörün geleceğe en iyi şekilde hazırlanmış olduğunu ortaya koyacağından emin olabilirsiniz. Fuar, öncü nitelikteki ürün ve çözümler ve araştırma kuruluşlarının yoğun katılımıyla geleceğe yönelik yeni fikir ve gelişmeler açısından önemli bir buluşma noktası oluşturuyor. Sanayi kuruluşları ve araştırma kurumları fuara gelecek uzmanlara plastik ve kauçuk sanayinin geleceğini şekillendirecek fikirler ve senaryoları ortaya koyabilmek amacıyla işbirliği içinde çalışıyor. Kaynakların yönetilmesi, plastiklerin daha etkin bir şekilde işlenmesi, toplanması, sınıflandırılması ve tekrar değerlendirmesi alanlarında üstesinden gelinmesi gereken sorunların yayın organlarında giderek daha sık tartışıldığına tanık olduğumuz bir dönemde K 2019, bir küresel enformasyon ve iletişim platformu olarak sanayinin geleceği açısından ciddi bir katkı sağlayacak.
K 2019 Katılımcılar Danışma Kurulu tarafından yapılan açıklama Ekonomi ve Piyasalar
Düsseldorf’ta düzenlenmekte olan K Fuarı 1952 yılından beri plastik ve kauçuk ihtisas fuarları arasında ayrı bir konuma sahip bulunuyor. Başka hiçbir etkinlik polimer hammaddelerin küresel düzeydeki başarısını bu kadar net, somut ve şeffaf biçimde sunmuyor. Bu yıl 21. kez düzenlenecek olan fuar küresel plastik sanayinin ne denli büyümekte olduğunu bir kez daha kanıtlıyor olacak. Üç yılda bir düzenlenen fuarda en yeni teknolojik gelişmeler, endüstriyel üretim için en verimli çözümler ile plastik ve kauçukların akıllı ve çok yönlü uygulama olanakları tanıtılıyor. Polimer hammaddeler, makine ve ekipman teknikleri, işleme teknikleri ile plastik ve kauçuk malzemelerin uygulama alanları dünyada başka hiçbir etkinlikte Düsseldorf’da olduğu kadar kapsamlı ve derin biçimde ortaya konulmuyor. Dolayısıyla yetmiş yıldan beri süregeldiği gibi, K 2019 Fuarı yine plastik sanayi ve plastik işleme teknikleri hakkında bilgi almak, güncel eğilimleri ve yenilikleri öğrenmek isteyen herkes için yol gösterici olacak.
Plastik ve kauçuk kullanımı dünya genelinde artış gösteriyor
Bu sanayi sektörünün küresel başarısını, plastik ve kauçuğun hammadde olarak kullanımının 1950 ila 2017 yılları arasında yılda ortalama % 8,5 oranında artmış olmasından da anlıyoruz. Her ne kadar sektörel büyüme oranları 50’li yıllar ve 70’li yıllar arasında olduğu gibi yüksek düzeyde seyretmiyor olsa da, 2000’li yılların başından beri her yıl % 4 ila % 5 arasında değişen bir büyüme hızına ulaşıldığını söyleyebiliriz. Elbette büyüme oranları bölgeye, ürüne veya uygulamaya göre büyük farklılıklar gösteriyor.
Dünya nüfusundaki artış ve insanların yaşam standardındaki yükselme plastik sektörünün küresel gelişimi açısından itici güç oluşturuyor. Artan refah düzeyinin plastik ürünlerinin tüm uygulama alanlarına, öncelikle de gıda ve günlük tüketim ürünlerinin ambalajlarına ve depolama ve taşımacılık alanında kullanılan çeşitli koruyucu plastik kaplara da yansıdığını görüyoruz. Altyapı yatırımlarındaki artış, ayrıca inşaat sektöründeki büyüme de plastik malzemelerin elektrik ve gaz dağıtımı, izolasyon ürünleri veya pencere profilleri gibi uygulamalarda kullanılmasına neden oluyor. Plastiklerin çok yoğun kullanılmakta olduğu bir diğer sektörü ise – otomotiv üretiminden, yük nakliyatı ile demiryolu ve havayolu taşımacılığına kadar uzanan – ulaşım sektörü oluşturuyor. Plastiklerin tıp alanında da vazgeçilmez olduğunu görüyoruz: Tıbbi cihazların, teşhis gereçlerinin, laboratuvar malzemelerinin ve istenilen nitelikteki ilaçların üretiminde plastik malzemeler güvenli ve hijyenik koşullar sağlayan tek kullanımlık ürünler olarak vazgeçilmez nitelik taşıyor. Günümüzde beğeniyle yararlandığımız spor ve hobi amaçlı ürünler de ancak plastik kullanılarak üretilebiliyor. Elektrik enerjisi kullanımının yaşamın birçok alanında yaygınlaşması veya yenilenebilir enerji üretimi gibi birçok teknolojik gelişmede plastik hammaddeler vazgeçilmez bir öneme sahip bulunuyor. Tüm bu uygulamalar ve değişik üretim sektörlerinde kullanılan plastik ve kauçuklar polimer hammaddelerin dünya genelinde kabul görmesini sağlıyor.
Çin sayesinde Asya ülkeleri küresel plastik sanayinde lider konumda
Üreticiler birliği PlasticsEurope dünya plastik üretim hacmini 2017 yılı için 348 milyon ton olarak veriyor. Bunun 270 milyon tonluk bölümünü plastik hammaddeleri, yani plastik ürünlerin imalatında kullanılan hammaddeler oluşturuyor. Üretim hacminin 55 milyon tonluk bölümü ise kaplama, yapıştırıcı, dispersiyon, cila ve boya üretiminde değerlendiriliyor. International Rubber Study Group IRSG verilerine göre 2017 yılında yaklaşık 28,5 milyon ton kauçuk üretilmiş ve tüketilmiş bulunuyor. Bunun 13,5 milyon tonunu doğal kauçuk, 15 milyon tonunu ise sentetik kauçuk oluşturuyor. 
Son yıllarda görülen tüm fiyat şokları ve ekonomik krizler gibi 2008/2009 yılında yaşanan kısa finansal ve ekonomik kriz de plastik sanayinin olumlu yöndeki gelişimini çok az frenleyebildi. Plastik sektörü 2010 yılından beri yıllık % 4 ila % 5 arasında değişen üretim artışıyla tekrar büyüme trendine girmiş bulunuyor.
Plastiklerin en büyük ve en önemli grubunu oluşturan termoplastiklerin yıllık üretim kapasitesi Polyglobe verilerine göre Mart 2019 başı itibariyle dünya genelinde yaklaşık 351 milyon tona ulaştı.
Bunun % 91’den büyük bölümünü standart plastikler, % 8’e yakınını teknik termoplastikler, % 2’lik bölümünü ise yüksek performans polimerleri, biyolojik temelli plastikler ve biyolojik olarak parçalanabilir plastikler oluşturuyor.
Çin Halk Cumhuriyeti ve birçok Güneydoğu Asya ülkesinde görülen yüksek ekonomik büyüme hızı Asya-Pasifik bölgesini plastik sanayinde de dünyanın en büyük ve en hızlı gelişme gösteren bölgesi haline getirdi. Halen dünya plastik üretiminin yarısı Asya ülkelerinde gerçekleşiyor. 2017 yılı itibariyle plastik üretiminde kullanılan makinelerin % 40’a yakın bölümü Asya ülkelerinde üretiliyor. Çin Halk Cumhuriyeti halen plastik sanayinin tüm segmentlerinde en önemli ülke konumunda bulunuyor: En son rakamlara göre Çin Halk Cumhuriyeti küresel plastik üretiminde % 29,4 (2017), plastik makineleri üretiminde % 31’lik (2016) payı ile lider konumda bulunuyor ve ayrıca plastik işleme segmentinde de ilk sırayı alıyor.
Gerek Asya-Pasifik gerekse Yakındoğu bölgesinde polimerizasyon kapasitelerinin büyük miktarlarda artırılmış olması istatistiksel verilerde ciddi kaymalara neden oldu: Çin’in % 29,4; Japonya’nın % 3,9 ve diğer Asya ülkelerinin toplam % 16,8’lik payı, Asya kıtasının toplamda küresel kapasitenin % 50,1’ini elinde bulundurduğunu gösteriyor. Avrupa % 18,5 ve Kuzey Amerika % 17,7’lik üretim payı ile gerilemiş bulunuyor. PlasticsEurope tarafından hazırlanan istatistiklere göre Yakın ve Ortadoğu ülkeleri ve Afrika ülkeleri dünya üretiminde toplam % 7,1; Güney Amerika % 4 ve eski BDT ülkeleri de % 2,6’lık bir paya sahip bulunuyor. Böylelikle Asya ülkelerinin dünya plastik üretimindeki payını geçtiğimiz 20 yıl içinde % 30’dan % 50’ye çıkardığını, diğer taraftan ise Kuzey Amerika’nın 10 puan, hatta Avrupa ülkelerinin 15 puan gerilemiş olduğunu görüyoruz. Yakın ve Orta Doğu ülkeleri de pazar paylarını artırmış bulunuyor. Asya ülkeleri kauçuk üretiminde de lider konumda yer alıyor. Bu ülkelerin doğal kauçuk üretimindeki payı 2018 yılı itibariyle % 91, sentetik kauçuk üretiminde ise % 54 düzeyinde bulunuyor.
Almanca konuşulan ülkelerin teknolojide öncü konumda olmasına rağmen, makine pazarında Çin Halk Cumhuriyeti hakim
Plastik ve kauçuk makinelerinin toplam küresel üretim değeri 2018 yılı için 38 milyar Avro, 2017 yılı için 36,3 milyar Avro ve 2016 yılı için yaklaşık 35 milyar Avro olarak açıklandı. Avrupalı plastik makineleri üreticilerinin üretimdeki payı % 42 (2016: 41) yani üretim değerine göre 15,3 (2016:14,3) milyar Avro düzeyinde seyrediyor. Avusturya, Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Lüksemburg, İspanya, İsviçre ve Türkiye’deki makine üreticilerinin birliği olan Avromap verilerine göre, Avrupalı üreticiler 2017 yılında dünya ticaretindeki paylarını % 48’den % 52 düzeyine çıkarmış bulunuyorlar. Birçok belirsizliğe rağmen Avromap 2018 yılında Avrupa genelinde üretim hacminin % 2 ila 3 oranında artmasını bekliyor.
Plastik makineleri imalat sektöründe toplam üretim değerine göre yapılan ülke sıralamasında 2017 yılında 11,5 milyar Avro (% 31,8’lik pay) ile Çin Halk Cumhuriyeti başı çekiyordu. Bunu 8 milyar Avro (% 22,1’lik pay) ile Almanya, % 3 milyar Avro (% 8,4’lük pay) ile İtalya ve 2,7 milyar Avro (% 7,4’lük pay) ile ABD izledi. Küresel makine ticaretine baktığımızda ise, dünya ihracatında Almanya’nın % 24,5 ile ilk sırada yer aldığını, bunu sırasıyla Çin Halk Cumhuriyeti (% 16,4), Japonya (% 10,4), İtalya (% 9,6) ve ABD’nin (% 5,7) izlediğini görüyoruz.
Avrupa plastik sanayi geri dönüşümde lider konumda
PlasticsEurope tarafından hazırlanan Avrostat-verilerine göre plastik sanayi sektörü 2017 yılında 28 AB ülkesinde toplam 1,5 milyon çalışanı ve büyük bölümü küçük ve orta ölçekli 60.000 işletme ile toplam 350 milyar Avro’luk bir ciro hacmine ulaştı ve Avrupa Birliği’nin dış ticaret fazlasına 17 milyar Avro katkı sağladı. Plastik hammaddesi ihraç edilen en önemli (AB dışı) pazarların başında Türkiye, ABD, Çin, Rusya ve İsviçre geliyor. Plastik ürün ihraç edilen pazarların başında ise ABD, İsviçre, Çin, Rusya ve Türkiye geliyor. Yine AB dışındaki en önemli ithalat ülkelerine bakıldığında, hammadde ithalatında ABD, Güney Kore, Suudi Arabistan, İsviçre ve Japonya’nın, plastik işleme alanında ise Çin, ABD, İsviçre, Türkiye ve Güney Kore’nin öne çıktığı görülüyor.
PlasticsEurope verilerine göre 2017 yılında Avrupa’da plastik tüketiminde ilk sırayı alan sektör % 39,7 ile ambalaj sanayi oldu. İkinci sırayı % 19,8 ile inşaat sektörü, üçüncü sırayı ise % 10,1 ile otomotiv sanayi aldı. Bunları % 6,2 ile elektrik ve elektronik sanayi ve % 4,1 tüketim ürünleri, ev gereçleri ve spor malzemeleri ve % 3,4 ile tarım sektörü izledi. Plastik kullanan - mobilya, sanayi, tıp, ev aletleri üretimi gibi diğer sektörlerin toplam payı % 16,7 oldu.
Avrupa’da en fazla plastik tüketen ülkeler sıralamasında her zamanki gibi Almanya (% 24,6) ilk sırayı alıyor. Bunu İtalya (% 14), Fransa (% 9,6), İspanya (% 7,7), İngiltere (% 7,3) ve Polonya (% 6,5) izliyor. Brexit hazırlıklarından etkilenen İngiliz plastik üretim sektörü plastik imalatında güçlenen İspanya’nın gerisinde kalmış bulunuyor.
Kabuk gazı – Kuzey Amerika dışında da – plastik üretim sektörünü etkiliyor
Avrupa artık kendi kaynaklarından yeterince poliolefin temin edemez ve ithalata bağımlı hale gelmişken, ABD’de düşük maliyetli enerji kaynağı olarak „shale gas“ (kabuk gazı) yeni bir dönem başlattı. Yıllardır kabuk gazı çıkartılması, plastiklerin polimerizasyonu ve gerekli kopolimerlerin üretimi için büyük çaplı yatırımlar yapılırken, 2016 sonundan beri gaz bazında poliolefin üretimi için sürekli yeni kapasiteler oluşturuluyor. Aynı zamanda gaz, ön mamuller ve işleme hazır plastik granüllerin nakliye ve depolanması için altyapı çalışmaları sürdürülüyor. Amerika’daki yeni üretimlerin sağladığı maliyet avantajı kıtalararası poliolefin teslimatlarının Kuzey Amerika lehine gelişmesine neden oluyor. Bunun yanı sıra kabuk gazına yönelik ilgi de giderek artıyor. Nitekim kabuk gazının işlenmesi için plastik üreticileri Çin, Hindistan, Hollanda ve – çok yakında da İskandinav ülkelerinde – propan dehidrojenasyon tesisleri kuruyorlar.
Siyasi güvensizlik ortamı plastik sanayinin esasen olumlu yöndeki gelişmesine eşlik ediyor
Geriye baktığımızda plastik ve kauçuk pazarlarının büyük bölümünün, özellikle de büyük sanayi ülkeleri ve gelişmekte olan ülkelerde olumlu yönde bir gelişme kaydetmiş olduklarını görüyoruz. Ancak son zamanlarda siyasi etkiler ve siyasi güvensizlik ortamı plastik ve plastik ürün ticaretini olumsuz yönde etkiledi. Bazı pazarların devre dışı bırakılması, yeni ortaya çıkan milliyetçilik akımı ve tekrar canlanan ayrılıkçı yaklaşımlar ve bazı bölgelerde cazip olduğu düşünülen korumacı önlemler piyasaları olumsuz yönde etkiledi. Bu gelişmeler piyasalarda – katma değer zincirine ve bölgeye göre değişen – oranlarda belirsizlik yarattı ve piyasanın önde gelen kuruluşlarının uzun vadeli planlar yapmasını zorlaştırdı. ABD ve Çin arasında yaşanan gümrük anlaşmazlığı, İran’a uygulanan ambargo, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma süreci Brexit’in kesin bir şekil alamamış olması ve Güney Amerika’nın önde gelen ülkelerinde hakim olan milliyetçi siyasi yaklaşım beklentilerin istikrara kavuşmasına engel oluyor.
Döngüsel ekonomi: Geleceğe ulaştıran yol
Plastik atıklar ve mikroplastiklerle meydana gelen deniz kirliliği son yıllarda medya kanallarında, kamuoyunda ve toplumda çok sık tartışılmaya başlandı. Deniz kirliliğinin doğuracağı sonuçlar gerek toplumda gerekse sanayi sektöründe köklü bir değişim süreci başlatılmasını zorunlu kılıyor. Plastikler bilinçsiz şekilde imha edilmeyecek kadar değerlidir. AB bu konuyu yeni Plastik Geri Dönüşüm Stratejisi ile örnek bir şekilde ele almış bulunuyor. Bu konu K 2019 kapsamında ağırlıklı olarak ele alınacak.
Avrupa’da geri dönüşüm oranları artıyor
Ortaya çıkan endişe verici koşulların bir taraftan birçok Asya ülkesindeki atık imha sistemlerinin yetersizliği nedeniyle, diğer taraftan ise doğrudan insan eliyle oluştuğunun biliniyor olmasına rağmen, dünya genelinde bazı ürünlerin yasaklanması için tartışmalar başlatılmış ve hatta bu konuda yasal düzenlemeler yapılmış bulunuyor. Ağırlıklı olarak bazı plastik ambalaj malzemelerine, ama aynı zamanda da tek kullanımlık tüketim ve hijyen ürünlerine kısıtlamalar ve yasaklar getirilmekte olduğunu görüyoruz.
Avrupa ülkeleri deniz kirliliğine neden olan belli başlı ülkeler arasında yer almıyor olsa da, özellikle Avrupa plastik sanayi uzun zamandan beri plastik toplama sistemleri oluşturmak ve üretim atıklarını, aynı zamanda da nihai tüketim sonrası oluşan plastik atıklarını yeniden değerlendirmek için çalışmalar yürütüyor.
Yasal düzenlemeler ve çok yönlü çalışmalar ve girişimlerle Avrupa genelinde (28 AB ülkesi ile İsviçre ve Norveç) plastiklerin yeniden değerlendirilme oranı son yıllarda sürekli artırıldı: Geri dönüşüm oranı 2016 yılında % 73’e ulaşarak, 2011 yılına kıyasla % 14, 2004 yılına kıyasla da % 30 yükselmiş oldu. „Deponi yasağı“ olan Avrupa ülkelerinde bu oranın daha da yüksek olduğunu görüyoruz. Bu ülkeler – yani İsviçre, Avusturya, Hollanda, Almanya, İsveç, Lüksemburg, Danimarka, Belçika ve Norveç ve Finlandiya – plastik atıkların % 96’sından fazlasını yeniden değerlendirirken, beş AB ülkesinde bu oran halen % 30’un altında kalıyor.
2016 yılında Avrupa’da plastik atıklar için en önemli değerlendirme yöntemi % 42 ile enerji üretimi oldu. Atıkların % 31’i ise tekrar üretim sürecine dahil edilirken, % 27’si özel atık deponilerine gönderildi. Bundan on yıl önce atıkların % 28’i’ yakılıyor, % 19’u üretim hammaddesi olarak değerlendiriliyor ve % 53’ü atık deponilerinde saklanıyordu. Ambalaj atıklarının geri dönüşümü alanında ise Avrupa ülkeleri artık % 20’yi aşan oranlara ulaşabiliyorlar, hatta ülkelerin yarısından fazlası % 65’e, on ülke % 90’a, hatta bazıları % 99’a varıyor. 2016 yılında hammadde olarak geri dönüştürülen plastik ambalajların oranı (% 41) ilk kez termik işlemle değerlendirilenlere (% 39) kıyasla daha yüksek oldu. Her zamankinden çok daha az atık (% 20) deponilere gönderildi. Ancak bu oranlar Avrupa’da tek kullanımlık tüketici ürünlerine yönelik ilk yasaklamaların başlatılmasını engellemek için yeterli olamadı.
K Fuarı’nın ana pazarı Almanya birçok teknoloji alanında lider konumda
Uluslararası rekabet alanında Almanca konuşulan üç ülkenin plastik ve kauçuk sanayileri her zamanki gibi güçlü konumunu koruyor. Bu ülkeler onlarca yıldan beri plastik ve kauçuk üretiminin birçok segmentinde teknolojik açıdan lider konumda bulunuyor. Avrupa’nın en büyük pazarı Almanya aynı zamanda K Fuarı’na da ev sahipliği yapıyor. Şimdi kısaca bu merkezi pazarın verilerine göz atalım: 2017 yılında Alman plastik ve kauçuk sanayinin toplam cirosu 110 milyar Avro’yu aştı.
Plastik ve kauçuk sanayi 480.000 çalışanı ile en önemli sektörler arasında yer alıyor ve Almanya’nın toplam endüstriyel üretim hacminde % 6 ila % 7 oranında paya sahip bulunuyor. PlasticsEurope verilerine göre 2017 yılında Almanya’da 19,9 milyon ton plastik üretildi. Plastik üreticilerinin ciro hacmi 27,1 milyar Avro’ya ulaştı. 2017 yılında – bir önceki yıla kıyasla – üretim hacmi % 4, satışlar ise % 12 artış gösterdi.
Almanca konuşulan ülkelerde plastik ve kauçuk makineleri üretim sektörü uzun yıllardan beri makine ve üretim teknikleri açısından lider konumda bulunuyor. Alman üreticileri 2017 yılında – üretim makinelerinde – 8 milyar Avro’luk bir üretim hacmine ulaştılar ve dolayısıyla yeni bir rekora imza atmış oldular.
Alman plastik üretim sanayi 2017 yılında 63,4 milyar Avro ciro yaptı. İşlenilen ürün miktarı yaklaşık 14,7 milyon ton olarak açıklandı. Kauçuk işleme tesisleri ise 1,57 milyon ton kauçuk işleyerek, 11,7 milyar Avro’luk bir ciro hacmine ulaştı.
Alman imalat sanayi dünyanın çeşitli yerlerinden gelecek rakipleriyle birlikte, yeni hammaddeler, yüksek performanslı makineler ve modern donanımlarla plastik ve kauçuk sanayinde ne gibi yeni ve akıllı uygulamaların mümkün olabileceğini ortaya koyacak olan K 2019 Fuarı’nı sabırsızlıkla bekliyor.