Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın geçmiş dönem Yönetim Kurulu Başkanı olan 45 yıllık sanayici ve Güney Afrika Cumhuriyeti İzmir Fahri Konsolosu Tamer Taşkın, Haziran ayının ikinci yarısından itibaren Türkiye sanayisinin toparlanmaya başlayacağını belirterek, pozitif bir ivme ile sanayi sektörünün büyümeye devam edeceğini söyledi.
Pandeminin Çin’de başlaması ve Çin’in kapandığı dönemde yaşanan tedarik problemlerinden dolayı özellikle Avrupalı firmaların yaşadığı tedarik problemlerinin coğrafi yakınlık nedeniyle Türkiye’nin yıldızını parlattığını belirten Taşkın, Avrupa’da güçlerini yitiren firmaları da almak isteyen Türk iş insanları için büyük bir fırsat oluştuğunu kaydetti.
“Sanayide hızlı bir toparlanma var”
Pandemi döneminde büyük oranda küçülen küresel ekonomi ve ticaretini değerlendiren Taşkın, “Dünya ticareti istediği kadar küçülsün, Türkiye girişimcileri için hala büyük fırsatlar sunuyor, kaçırmamak lazım” dedi. Türk sanayisinin ihracat yaptığı bir çok pazarın pandemi döneminde teker teker kapandığını hatırlatan ve bu sebeple üretim ve cirolarda yüzde 50’lere yakın küçülme olduğunu söyleyen Taşkın, haziran ayı ile beraber ülkemizde başlayan normalleşme ile sanayide hızlı bir toparlanma olduğunu kaydetti.
“Avrupa için Türkiye Çin’den daha cazip hale geldi”
Pandemi sürecinde erken alınan önlemler sayesinde Avrupa ve Amerika’ya göre daha kontrollü bir salgın dönemi geçirdiklerini söyleyen Taşkın, “dijitalleşme ve güçlü internet alt yapısı sayesinde dönüşümlü veya evden çalışma imkanını çok başarılı bir şekilde kullandık. Bunun avantajlarını kullanarak istihdam kaybı olmadan bu süreci atlattık. Şimdi tekrar normalleşirken küçülen dünya ticaretinde payımızı büyütme zamanı. Haziran ayının ikinci çeyreğinden itibaren, Nisan ve Mayıs aylarındaki kötü sonuçların hızla telafi edileceğini ve ikinci altı ayda Türk sanayisinin alınan hükümet kararlarıyla desteklenerek dünyadaki sayılı başarılı ülkelerden biri olacağına inanıyorum. Avrupa, özellikle Almanya, Fransa ve İngiltere başta olmak üzere Batı Avrupa ülkeleri bu krizden ciddi şekilde etkilendi ve bu ülkelerdeki firmalar üretimlerini Doğu Avrupa’ya kaydırıyorlar. Ayrıca eskiden dünyanın her tarafından mal tedarik eden firmalar pandemi sonrası daha bölgesel tedarikçilerle çalışmaya dönüyorlar, dolayısıyla Çin artık eski çekiciliğini yitirdi. Böyle bir ortam Türkiye’nin önüne büyük bir fırsat yaratıyor” diye konuştu.
“Türkiye lokasyon avantajını kullanmalı”
Avrupa kalitesinde ancak uzak doğu fiyatları ile olan imajımızın, gerek Afrika’da gerek dünyada çok üst sıralara çıkacağını söyleyen Taşkın, “Türk sanayicisinin fedakarca yapmaya çalıştığı bütün bu çalışmalar hükümetimiz tarafından alınan teşvik ve gümrük kararlarıyla desteklendiği takdirde bu ivme çok hızlanacaktır. Türkiye lokasyon avantajlarını kullanmalı. Avrupa’da krizden etkilenip kapanan binlerce fabrika, eminim ki Türkler tarafından alınıp Türkiye’ye taşınacak. İtalya’nın doğusundan ve Hindistan’ın batısından, kuzey kutbundan güney kutbuna iki çizgi çizdiğimiz zaman arada kalan bölgede, yüksek verimliliği, uygun fiyatı ve kalitesi ile üretim yapan tek ülke Türkiye’dir” dedi.
“Yabancı yatırımcı için huzurlu bir Türkiye”
Pandemi döneminde aldıkları tedbirlerle sorunları en aza indirdiklerini belirten Taşkın bundan sonrası için tek beklentilerinin politik ve ekonomik istikrar olduğuna işaret etti. Taşkın, “Kesinlikle ülkemizin dünyaya vereceği imajla yatırımcı çekmeliyiz. İşsizliği kesin olarak yüzde 5’in altına indirmeliyiz. Huzurlu bir Türkiye, yabancı yatırımcının gelmesi için şarttır” dedi.
“Türkiye bu fırsatı kaçırmamalı”
Bu süreçten edindikleri tecrübeler ile hareket etmek durumunda olduklarına dikkat çeken Taşkın şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu pandemi süreci bizim için de büyük bir tecrübe oldu. Bu süreçten ders çıkaranlar hayatta kalacak, çıkaramayan firmalar yeni süreçte yok olacak. Türkiye’nin pandemi ile mücadele de elde ettiği başarı, dünya sayısı 125’i geçen ülkeye verdiği sağlık yardımlarının getirdiği itibar ile ülkemizin yeni bir çekim merkezi olması şansını artırmaktadır. 2020 yılında en önemli başarı alanlarından biri ise faizlerde sağlanan ciddi düşüştür. Yıllık yüzde 35, 40’lardan gelen oranlar yüzde 10’un altına gelmiştir. Bu durum sanayicinin hem borçlarını ve günlük işlevlerini sürdürme hem de yeni yatırımlara niyetlenme güçlerini artırmıştır. Bu durumu sağlayan herkese teşekkür ederiz. Türkiye yabancı yatırımcılar için en cazip seçeneklerden biri olacaktır. Tabi bu yatırım ve üretim artışının ülkemizin kanayan yarası olan işsizlik sorununa da çözüm bulabilme açısından önemi büyüktür. Üretim ve yatırım beraberinde istihdam getirecektir. Başta dediğim gibi, bütün dünya ticareti ne kadar küçülürse küçülsün bizim için hala inanılmaz büyük ve bu fırsatı kaçıramayız”