2020/22 sayılı Atık İthalatı Genelgesi ile 3 Eylül 2020 tarihinde daha öncesinde %80 olarak belirlenen atık ithalatı kotası %50’ye düşürülmüş ve bu karar geriye dönük olarak uygulamaya konmuştur. Bu uygulamanın ardından ise geri dönüşüm sanayimizde büyük boşluklar oluşmuş ve bu giderilemeyen eksikler sebebiyle sektörün ilerleyişi sekteye uğramıştır. En kritik problemlerden biri olan ülke içindeki kaynak yetersizliği sebebiyle sanayicilerimiz kapasite kullanım oranlarını düşürmeye mecbur kalmıştır. Kararın ardında yatan çevresel hassasiyetleri paylaşmakla birlikte sadece yasanın dışında hareket ederek çevre sorunlarına yol açan örnekleri esas almak suretiyle plastik geri dönüşüm sektörünün tamamının geleceğini etkileyen bu gibi toptancı uygulamalara karşıyız. Bunun yerine daha yoğun denetim faaliyetleri yürütülmesinin çevresel sorunların önüne geçeceği gibi sektörü de bir açmaza sokmayacağı kanaatindeyiz.
Ancak bildiğiniz gibi, küresel boyutta ekonomik değişim yaşadığımız bir dönemden geçmekteyiz. Bu değişim içerisinde de döngüsel ekonomi bağlamıyla geri dönüşüm sektörü gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Buna ek olarak bu dönüşüm gerekli farkındalığa sahip tüketici profilini de beraberinde getirmektedir, günümüz tüketim alışkanları hızla değişirken geri dönüştürülmüş hammaddeden elde edilen ürünlere talep de hızla artmaktadır. Dolayısıyla kapasite düşürmek zorunda kalan sanayicilerimizin kaybı aynı zamanda ülkemizin değişen bu ekonomik model içerisinde sektörel olarak sahip olduğu potansiyele rağmen gücünü kaybetmesine neden olmaktadır. Bu kapsamda gerek plastik geri dönüşüm sektöründe atıl kapasite oluşmaması gerekse ülkemizin tüm dünyada hızlanarak devam eden bu dönüşümün gerisinde kalmaması adına girişimlerimizi sürdürüyoruz. Sıfır atık hedeflerinin yakalanması için kritik öneme sahip olan ve ülkemiz ekonomisine yıllık 1 milyar doların üzerinde katkı sağlayan plastik geri dönüşüm sektörünün ayakta kalabilmesi adına firmaların işleyerek ikincil hammaddeye dönüştürdüğü ve ihraç ettiği atık miktarının bu kota dahilinde değerlendirilmemesi için taleplerimizi kamu otoriteleri ve çatı kuruluşlar nezdinde seslendirmeye devam edeceğiz.