E-Dergi SEKTÖRLER HABERLER ÜRÜN TANITIMLARI TEKNİK YAZILAR DOSYALAR RÖPORTAJLAR BAŞARI HİKAYELERİ UZMAN GÖRÜŞÜ YAZARLAR FUARLAR ETKİNLİKLER PROFİLLER Editörden Künye YAYIN KURULU ARŞİV ABONELİK İLETİŞİM
Can Komar
Can Komar
SteelTürk- NekSport Danışmanlık Genel Müdürlüğü
Gelecek, Dünya, Türkiye ve Çelik
YİSAD’ın Başkanı Tuncay Sergen, çok saygı duyduğum, sektörün duayenlerinden bir kişidir. Sergen, çok doğru bir kararla, şu anda sektörü şiddetle ilgilendiren ve herkesin merak içinde, ne olacağını duymak istediği bir konuyu seçmişti.  İlk konuşmacı olarak ise meşhur bankacı Hüsnü Özyeğin’i çıkartmaya karar vermişler. Hüsnü Özyeğin de bugüne kadar saygı duyduğum ve işini mükemmel yaptığını düşündüğüm bir kişi idi. Onun görüşlerine çok değer veriyordum. Ancak, Özyeğin beni müthiş bir hayal kırıklığına uğrattı. Bunu söylemeden geçemeyeceğim.  
 
Kendisinden dünyanın ve Türkiye’nin “geleceği” ile ilgili görüşlerini anlatmasını ve bu görüşlerin çelik sektörüne ne şekilde yansıyacağını dinleyeceğimi düşünürken, o tamamen başka şeylerden bahsetti. Sanki finans dünyasının bir uzmanı değil de hükümetin bir bakanı imiş gibi, hükümetin ne kadar güzel şeyler yaptığından, THY’nin başarılarından, Avrupa’ya göre Türkiye’nin “acayip” bir avantajı olduğundan filan bahsetmeye başladı. Tamam, anladım, hükümetten korkuyor olabilir, muhalefet yapanların ve gerçeği söyleyenlerin başına neler geldiğini biliyor neticede. Ama ‘bu kadar da olmaz’ dedirtti bana.
 
2 sene önce bu toplantı serisine YİSAD’ın davet ettiği Ersin Özince’yi ister istemez hatırladım ve bu kez gerçekten üzüldüm. Üstelik Özyeğin bir de YİSAD’dan konuşma yapmak için kendi vakfı adına para almış. Eğer, Babacan’ı çağırsaydınız, hem bedavadan gelirdi, hem de aynı şeyleri anlatırdı.  
 
O konuşmaları dinlerken, hiç kimsenin merakla beklediği konulara değinilmedi. Çelik sektörünün geleceği ne olacak? Ne gibi tehditler var? Ne gibi önlemler alınmalı? Fiyatlar düşecek mi? Yoksa hammadde fiyatları nedeni ile tutunacak mı? Acaba yükselme fırsatı olur mu? İthalatın geleceği hakkında ne düşünülüyor? Peki ya ihracat pazarları nice? Fiyatlar anlık bir konu, aslında daha uzun vadeli bakmalıyız konuya diyenler ne diyor? 
 
İzin verirseniz ben bunlara değinmek istiyorum. Üstelik de paranızı almayacağım.
 
Dünya
 
Dünyanın geleceği çok parlak değil. Avrupa’nın borç içinde yüzen ve iflas etmemek için çırpınan ülkeleri, son 300 yılın en önemli konusu haline gelmeye başladı. Ülkeler batmaz ama ülke ekonomileri batar ve ciddi sonuçlar doğurur. Avrupa Merkez Bankası, Almanya ve Fransa’ya AB ile ilgili kararlarını sormaya başladı. Tamam mı, devam mı? diye…
 
ABD’nin kırılgan ve yavaş büyümesi, geçen ay gelen işsizlik ve gayrimenkul fiyatları istatistiklerine göre tersine çevrilmeye başladı.
 
Çin, 2000’li yılların başından bu yana kaydettiği eşsiz büyüme rakamlarının düştüğünü görmeye başladı. Demir Çelik sektörü sıkıntıya girmiştir.
 
Şimdi size, gerçekleşme ihtimali %50’den fazla olan olası olaylardan bahsetmek istiyorum:
 
Avrupa
 
Avrupa, daha da kötü olacak.
 
Yunanistan Euro’dan çıkacak, Avrupa Birliği ile olan bağı ise pamuk ipliği gibi olacak.
 
İspanya’nın mali durumu daha da bozulacak. Bu kez Almanya ve Fransa’nın boyunu aşacak.
 
İspanya’dan Euro’dan ayrılması istenecek. Çoğalan ve sesleri daha gür çıkan İspanyol milliyetçiler, faşist General Franco’yu yad edecekler ve AB’den çıkılmasını talep edecekler.
 
Arkadan İtalya’nın sıkıntıları baş gösterince, Avrupa Birliği çözülecek.
 
Amerika
 
ABD’de yaşanan kırılgan ve salyangoz hızındaki düzelme, Avrupa’daki sorunlar nedeni ile tersine dönecek.
 
2009’da resesyon (yani ekonomik gerileme) yaşamıştı; bu kez depresyon yaşanacak (yani çöküş).
 
Çin
 
Çin çelik piyasaları içine kapanacak ve kapasite fazlasının sıkıntısını doludizgin yaşayacak. 840 milyon ton ham çelik üretme kapasitesine karşı, 688 milyon ton talep var. Talep her geçen gün düşme eğiliminde.
 
BRIC
 
BRIC ülkeleri bir sabun baloncuğudur. Bu ülkelerin iç talepleri, mevcut ekonomilerini ayakta tutmaya yetmemektedir. Ekonomilerinin büyümesinin ve parlamasının ana nedeni, ABD’nin ve AB’nin bu ülkelerden yaptıkları ithalattır. Eğer ABD ve AB var ise BRIC ülkeleri başarılıdır.  Yoklarsa, onlar da yoktur. Dolayısı ile küresel bir rahatsızlıktan bahsederken, gelişmiş ekonomilerin talebinin kısılacağından bahsediyoruz.  BRIC ülkeleri kendi başlarına bir şey yapamazlar. Çin’deki ve Brezilya’daki durumu görüyoruz.  
 
Türkiye
 
Bir zamanlar meşhur bir fıkra vardı: Adam vefat etmiş ve bekleme salonuna alınmış. Oradaki TV’de cennet ve cehennemle ilgili tanıtım programı varmış. Cennet hakkında güzel şeyler söylenmiş ve görüntüde, sakin, yeşil çayırların olduğu, ırmak ve derelerde berrak sularının aktığı, beyaz giysiler içindeki hurilerin dere kenarlarında dolaştığı bir yermiş. Öbür taraftan cehennem ise kalabalık, herkesin şen şakrak, kahkahalar ile güldüğü, birlikte kadın-erkek bira içerek maç seyrettiği, güzel, şık ve çekici hanımların erkeklerle birlikte dolaştığı bir yermiş.  Adama sormuşlar nereye gitmek istersin diye. Tabi ki gördüklerinden sonra, insanoğlu bu… Cehennem demiş. Almışlar götürmüşler cehenneme ve atmışlar ateşler içinde yanan pislik çukuruna. İtiraz etmiş.  “Ama” demiş “TV’de gösterilenler böyle değildi” demeye kalmadan, zebani cevabı yapıştırmış: “Sen icraatın içinden programını seyretmişsin arkadaş. Sen TV’ye ne inanıyorsun…”
 
Cari Açık
 
Türkiye, maalesef krizin “teğet” geçeceğini düşündüğü için, cari açıkla ilgili almaya çalıştığı önlemleri yaklaşık 3-4 yıl daha geç almış olduğunu fark edecek.  Bu nedenle, dünyadaki ekonomik çalkantılar, domino taşları gibi bizi de altına alacak.
 
Bankalar
 
Türk bankaları, eskiden olduğu kadar kolay dış finansman bulamayacak.
 
Geçen yıl alınan kısa vadeli dış borçların ödeme günü geldiğinde, yeniden borç alarak borç ödeyemeyeceğini gören, hükümetin ve Özyeğin’in böbürlene böbürlene bahsettiği anlı şanlı Türk bankaları bu kez size saldırmaya başlayacak.  Açılan krediler geri çağırılacak.
 
Genel ekonomi
 
Avrupa’nın otomotiv talebi azalmaya devam edecek.
 
İç piyasada otomotiv satışları azalmaya devam edecek.
 
Gelecek karanlık olduğu için, yatırımlar duracak; makine satışları azalacak. Durma noktasına gelecek.
 
Gayrimenkul satışları azalacak.  Konut satışları durma noktasına gelecek. Ağaoğlu yine 1 liraya daire kampanyası başlatacak.
 
Çelik Sektörü
 
Bütün bu bahsettiklerim %50’den fazla bir olasılıkla gerçekleşebilir şeylerdir. IMF Başkanı hanımefendinin dediği gibi, dünya yeni ve çok tehlikeli bir döneme adım atmıştır. Dünya böyle iken, çelik sektörünün bundan daha farklı olacağını söyleyemeyiz. 
 
Fiyatlar
 
Arkadaşlar, çelik fiyatları düşecek.  Lütfen ne kadar düşeceğini sormayın bilmiyorum.
 
Talep
 
Çeliğe olan talep kısa bir süre daha bu seviyesini koruyacak; daha sonra ise düşmeye devam edecek.
 
Kapasite
 
Çelik piyasaları 1990’ları tekrar yaşıyor gibi olacak. Karlılık son derece düşük seyredecek. Birçok üretici kapasite düşürecek. Düşürmeyenler batacak.
 
Mittal, eskiden yatay entegrasyonu önemli görürdü ve demir çelik fabrikalarını ele geçirmeye çalışırdı, şimdi ise hammaddeye ağırlık vermeye başlayacak ve dikey entegrasyona hız verecek. İlk göz dikeceği firma Vale olacak. Dökülmüşdişlerini Vale’ye geçiremediği için Rio Tinto’ya razı olacak.
 
İthalat
 
Spot sac ithalatı tamamen bitecek. Yerli üretim kapasiteleri tüm ihtiyaca yetecek seviyededir. Hatırlayın bir zamanlar (2004’te) Çin muazzam bir sac ithalatı yapıyordu.  Türkiye’deki tüccarların hemen
hepsi işi gücü bırakmış Çin’e sac satmaya başlamıştı. Çünkü oradaki ekonomik gelişme, çelik üretimini çok geride bırakmıştı. Ama daha sonra bir biri ardına devreye giren çelik tesisleri neticesinde, bugün hanginiz Çin’e sac satabiliyorsunuz? Aynı durum Türkiye için de geçerlidir. Türkiye’nin ithal edeceği sac, burada üretilmeyen özel saclar olacaktır. Onları da direkt olarak tüketicinin kendisi ithal edecektir. İthal sac satan tüccara yer kalmadı artık.
 
İhracat
 
En büyük 2 sac üreticisi olan Erdemir ve Çolakoğlu’nun bugüne kadar sac sattıkları en büyük 2 yabancı pazar, İtalya ve İspanya idi.  Ne yazık ki, ekonomik kriz geldi bula bula bu 2 ülkeyi buldu. Ne yapacağız artık bir düşünelim.  Çin’e sac satamazsınız. Ukrayna sizden almaz. Rusya hiç almaz.  Çolakoğlu’nun bir avantajı var, sac satamazsa, üretimi uzuna çevirebilir. Uzunda imkânlar biraz daha iyi görünüyor.
 
Sonuç ve Öneriler Çelik Üreticilerine
 
Piyasalar daralsa bile, fiyatlar düşse bile, hayat durmayacaktır. Üretim eskiye göre daha küçük ölçekte devam edecektir. Ancak, bu durumda kapasite fazlalığı ortaya çıkacaktır.  İşte, ekonomik inişlerde sorun hep buradan kaynaklanır. Arz ve talep arasındaki dengesizlikler tüm işi allak bullak etmeye yeter. O nedenle, çelik üreticilerimize süratle kapasitelerini daraltmalarını öneriyorum.
 
Tüccarlara
 
Çelik servis merkezi haline gelin.  Kesme ve dilme makineniz olduğunda buna “çelik servis merkezi” denilemeyeceğini lütfen artık öğrenin. Çelik servis merkezi çok farklı bir sistemdir. Bunu araştırın, bir bilene sorun ve uygulayın. Aksi takdirde, paranızı tamamen kaybetmeden farklı bir iş koluna geçin.
 
Değerli okuyucularım, yukarıda bahsettiğim olasılıkların gerçekleşmesi, Avrupa’daki sersem politikacıların başarılarına ve başarısızlıklarına bağlıdır. Bugüne kadar bana pek bir başarılı görünmediler. Bundan sonra umarım şaşırtırlar. Ama her şey olduğu gibi gider ise, olacaklar bunlardır.  
 
Ben bütün bunları ücretsiz anlattım. Ama bundan daha fazlasını duymak isteyen olursa, bizim vakfa bağış alırım ona göre…
 
Paylaş Tweet Paylaş
1795 kez okundu
YAZARIN DİĞER HABERLERİ
Hoş Geldin 2014
Tüm okurlarımın yeni yılını kutluyorum.  Hepinize sağlık, mutluluk ve bol kazanç getiren işler diliyorum.  Gerçi diliyorum ama, işin ekonomik tarafında bir göz atm DEVAMI...
Çelik Sektörü Kökten Değişiyor
Türk Çelik Sektörü, uzun yıllar boyu uzun mamulde arz fazlasına; sac da ise arz eksikliğine sahipti.  O nedenle, inşaat demiri gibi uzun mamul üretenler talebi aşan DEVAMI...
Karlılık Düşük
Rusya’nın ikinci, dünyanın da on dokuzuncu en büyük çelik üreticisi Severstal’ın CEO’su bugünkü çelik sektörünü şu şekil DEVAMI...
Çelik Sektörü Kökten Değişiyor
Sanırım çelik sektöründe Mittal’in kim olduğunu bilmeyen yoktur. 1978 yılında Endonezya’da yıllık kapasitesi 35bin ton olan bir haddehaneyi satın alarak işe başlayan Hi DEVAMI...
Otomotiv Sanayi Nasıl Büyüyecek
Tarihçe   Otomotivin Türkiye’deki gelişimi 1960’lı yıllarda başlamıştır. Çok kısa ve başarısız bir “Devrim” otomobili deneyiminden sonra, esa DEVAMI...
Otomotiv 26 Yıl Geriye Kaydı
Artık tüm okuyucularım, yaşadığımız kriz konusunda kötümser düşündüğümü biliyor. Keşke şartlar daha farklı olsaydı ve krizin kara bulutları bir an önce DEVAMI...
Kriz Ne Zaman Bitecek?
Normal şartlar altında Eylül ayı ekonominin canlanma ayıdır. Yaz tatilinin rehavetinden çıkan üreticiler, yılsonuna kadar hedeflerini tutturabilmek amacı ile stoklarını tazelerler. DEVAMI...
Gelecek, Dünya, Türkiye ve Çelik
YİSAD’ın Başkanı Tuncay Sergen, çok saygı duyduğum, sektörün duayenlerinden bir kişidir. Sergen, çok doğru bir kararla, şu anda sektörü şiddetle ilgilendiren DEVAMI...
Otomotiv, Çelik ve Biraz da Siyaset
Çelik sektörünün tadı tuzu yok.   Ama bu sadece Türkiye’de böyle sanmayın. Tüm dünya pazarları bizimkine benzer sıkıntılar yaşıyor.  DEVAMI...
Piyasalar Düzeliyor
Üç sektöre, 2013 yılının nasıl geçeceği hakkında görüşlerini sordum.  Aldığım cevapları sizinle paylaşmak istiyorum.  Konuştuğum sektörler, Demir-&C DEVAMI...
SEKTÖREL HABERLER
MKE ile Nanografi Nano Teknoloji A.Ş. Arasında Savunma Sanayisini Millileştirmeye Yönelik Stratejik İş Birliği Sözleşmesi İmzalandı
Türkiye’nin ilk nanoteknoloji şirketi olan Nanografi Nano Teknoloji A.Ş. (Nanografi) ile Makine ve Kimya Endüstrisi A.Ş. (MKE)arasında Türkiye’nin savunma sanayisinin yerlileşme ve millileşme hedefine hizmet edecek DEVAMI...
13. Ulusal Kalıpçılık Zirvesi “Yapay Zeka mı, Yapay İnsan mı?” Temasıyla Kalıpçılık Sektörü’nü Bir Araya Getirdi
Ulusal Kalıpçılık Zirvesi’nin on üçüncüsü, 10 Ekim 2024 tarihinde Ulusal Kalıp Üreticileri Birliği (UKUB) tarafından, “Yapay Zeka mı, Yapay İnsan mı?” temasıyla, Gebze Otomotiv Yan Sana DEVAMI...
Maktek Avrasya Fuarı’nda Boehlerit Rüzgarı
Geçen 2 yıl içerisinde gelişen yeni teknolojileri ve pazarın dinamiklerini yakından tanıma fırsatı sunacak olan Maktek 2024 Fuarını bu anlamda oldukça önemli buluyoruz.   Talaşlı ve talaşsız imalat sanayisinin DEVAMI...
Gnc Makina, Makine Zirvesi’nde Yapay Zeka ve Büyük Verinin Takım Tezgahlarındaki Geleceğini Konuştu
Türkiye’nin önde gelen takım tezgahı tedarikçilerinden GNC Makina, MAKFED Türkiye Makina Federasyonu tarafından “Dayanıklılık ve Sürdürülebilirlik” temasıyla düzenlenen Makine Zirves DEVAMI...
SARIGÖZOĞLU, Başarılarıyla Daha da Güçleniyor
Dünya devlerinin portföyündeki tüm araçların kabin, bagaj, tavan, kapı, çamurluk, şase gibi bütün sac aksamlarının kalıplarını ve seri imalatını yapan Sarıgözoğlu, bu kapsamlı üretim yeten DEVAMI...
V’Steels ve Primus Coating İş Birliğiyle Eskişehir’de Seminer
V’Steels ve Primus Coating firmaları tarafından düzenlenen ‘Kalıplarda Çelik Seçimi ve PVD Kaplamalar’ semineri 23 Ekim 2024 tarihinde Eskişehir Sanayi Odası’ nda gerçekleşti.    D DEVAMI...
13. Ulusal Kalıpçılık Ziervesi
DEVAMI...
Türkiye’nin İlk Elektrikli Hafif Kamyon Satışı Otokar’dan
Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar, ticaretin yükünü hafifleten ATLAS kamyon ailesinin yeni üyesi, yüzde 100 elektrikli e-ATLAS’ın ilk satışını gerçekleştirdi. Bu satışla Otokar, Türkiye&rsqu DEVAMI...
Proemtia 1. Yıl Etkinliği ve Sektör Buluşması İş Kuleleri İstanbul’da Gerçekleştirildi
Proemtia’nın 1. Yıl & Sektör Buluşması etkinliği kapsamında “Alüminyum & Demir Çelik Sektöründeki Gelişmeler ve Gelecek Beklentiler” paneli 2 Mayıs 2024 tarihinde İş Kuleleri İstanbul&rsquo DEVAMI...
Kompozit Malzemeler 34.BI-MU’nun Başrol Oyuncusu
9 - 12 Ekim 2024 tarihleri arasında BI-MU’nun 34. gerçekleşecek, işleme ve deformasyon takım tezgahları, robotlar, otomasyon, dijital ve katmanlı üretim, yardımcı teknolojiler ve kolaylaştırıcılar ana imalat endüstrisin DEVAMI...
En Çok Okunanlar Son Eklenenler
YAYIN AKIŞI
FACEBOOK
TWITTER
INSTAGRAM